Motorda güvenli sürüş, Korumalıklar ve Kaza konuları

18

Aralık 8, 2012 tarafından bilmeyenadam

BilmeyenAdam olarak çok sakat bir konuda atıp tutacağım yine. Tamamını okuyun ama referans almayın. Ya da referans gösterdiğim şeyleri ciddiye alabilirsiniz. Yok yok siz tamamını ciddiye alın yine de. Sonuçta ben konuşuyorum.

5 ay falan oldu motosiklet sürmeye başlayalı ve öğrendiğim birinci şey bunun çok keyifli birşey olduğuysa ikincisi de çok tehlikeli olduğudur. ‘Ben iyi şoförüm aga 10 yaşımdan beri motora biniyorum, daha bir kaza yapmadım’ diyenler olacaktır onlara da derdimizi anlatacağız. Zira kaza sadece kişinin kendi hatasından olmayabilir. Pek çok parametre vardır kaza için. Bu kafada olan arkadaşlara örnek görmek istiyorsanız da zincirlikuyu var karacaahmet var pek çok uğrak mekanları var bu arkadaşların. Allah rahmet eylesin hepsi kardeşimizdir ne de olsa götü seleye değmiş. Ben bu arkadaşları şöyle görüyorum. Aileden birileri ama hani ailenin böyle serseri, it kopuk, laf söz dinlemeyen pezevenk şerefsiz kitapsız evlatları vardır ya hah bunları da motorcu ailesinin içerisindeki o evlatlar olarak görüyorum. Bak bu adamlara laf anlatmakta zordur. Motor eğitmenlerinin en zorlandığı konu buymuş zaten pek çok motor eğitmeninin röportajında dinledim, çok şey bildiğini sanan adama eğitim vermek. O nedenle ben bunları yazarken o adamlar sallamayacaklardır. Gerçi sallarsalar ekime sallamassalar sikime kadar.

Öncelikle motorda güvenlik ve koruma olayı tamamen can ve mal güvenliği için meydana çıkmış kavramlar. Gta veya mitdown madness dünyasında olsaydık böyle kavramlarla hiç uğraşmazdık kafamız raad olurdu. Duvarlardan seker, arabaların içinden geçerdik ne motora ne bize bişey olmadan yaşamımıza devam ederdik. Ama durum o değil. Mesele can güvenliği ise korumalıklardan önce bir konu geliyor gündeme. Zira korumalık meselesi kaza yaptıktan sonraki iş için. Birde hiç kaza yapmamak için uğraşma var. Robocop gibi giyindim düşsemde bişey olmaz artık diyerek pata küte motor sürmek kadar büyük salaklık olamaz. Ha şu olur ama bak, ‘robocop gibi giyindim trafikte bi kavga çıksa 2 kişiyi rahat siker atarım.’ Bu doğru çünkü zaten kafada kask var kafa sağlamda. Elde eldiven desen adama yumruk at sen hissetmezsin adam yamulur. Sana vursalar nerene vuracaklar her yerde koruma var falan akar gidersin kavgada bak ona tamam. Ama o giyindiklerine güvenip trafikte rahat hareket edeyim deme.

O zaman öncelik güvenli sürüş için elimizden geleni yapmak. Nedir güvenli sürüş? Burda tanım kasamayacağım şimdi güvenli sürüş, motoru adam gibi sürmek demek oluyor. Amına kodumun e5 inde 600rr la slalom yaparak, motoru bir o yana bir bu yana yatırarak gitmemek demek oluyor. O anasını siktimin arabaları arasından silme geçmeye çalışmamak demek oluyor. Kayınvalidesine atladığımın motorunu tekere getirmemek demek oluyor. Şimdi bu verdiğim örnekler uç örnekler aslında ama gerildim bir anda nedense, yovrim beni terk edip gitti kör kuyulara attı ondan olabilir aıjsfkasnlsk, bi su içip sakinleşeyim bi saniye… Ne diyorduk. Bunlar uç örnekler ve yapan çok azdır ama şimdi söyleyeceklerim kesinlikle yapılması gereken şeyler ve bunları da yapan çok az.

Şimdi motor sürmek araba sürmekten kesinlikle daha zor ve teknik bir iştir. Aksini iddia eden orospu çocuğudur. Araba aslında senin ufak komutunla hareket eder, sen o fiziksel olayın içinde olmadan komutu yerine getirir. Mesela direksiyonu çevirirsin araba döner ya, motorda öyle işlemez o. Motorda sen de motorla birlikte yatmalı ve dönmelisin. Bizzat eylemin içinde olursun. Arabada frene basarsın araba durur. Ani fren yapmak istediğin zaman daha sert basarsın. Motorda bu biraz farklıdır. Yavaşlamak için sadece arka freni kullanırsın belki ama ani durmak için arka frene sert basıp öne de sert basmalı ama önü arkadan önce kitlemeyecek şekilde ayarlamalısın. Bunu bir de panik halinde yaptığını düşün. Peki ne yapmamız gerekiyor. Tabi ki eğitimini almamız gerekiyor. Zaten dikkat ederseniz bilmem kaç milyon arabanın olduğu ülkede kaç tane araç sürüş teknikleri öğreten yer var, kaç tane motorun olduğu ülkede ne kadar motor sürüş eğitimi veren yer var ki motor kültürümüz de bu kadar gelişmemiş olduğu halde yani. Burdan da motorun, eğitimi alınması gereken bir şey olduğunu anlıyoruz.

Sürüş eğitimleri pahalı. Hondanın merkezinden örnek vermek gerekirse artçılı sürüş eğitimini de sayarsak 5 adet kur var. İlk kur 350 tl ikinci kur 350 tl üçüncü kur 400 tl dördüncü kur 250 tl beşinci kur 250 tl. İlk iki kuru alsak 700 tl para eder. Benim gibi fakirler için iyi para. Sevgilisine tavuk-pilav yediren adamlarız lan biz 700 lira ne amk. Olm kız belki de tavuk-pilava bozuldu da tekmeyi koydu bana lan?  Vay amına koyim neyse konuyu dağıtmayayım. Burda bir parantez açıp konudan ufakça uzaklaşacağım. Çünkü motor sürücü profilleri de eğitimi alma zorunluluğunu etkileyen bir faktör.

Motorcu profilleri: Araba alacak param yok, bakkala çakkala gider gelirim, ayağımızı yerden kessin, hanımı çocuğu da alır gezerim, diyen adama git motor sürüş eğitimi al diyemem. O adam zaten 700 liralık cup tarzı bir motor alacak. Ya da tüm parasını bir cbf ye döküp 50 liralık kask alacak. Bu adama eğitim al diyemeyiz. Aslında motor sürme dememiz lazım ama onu da diyemeyiz. Bu iş biraz karışık. Parası yok diye motor sürmeyecek mi insanlar. Bu ayrı bir tartışma konusu buna girmeyelim şimdilik. Bu amcadan sonra kebapçı motorcuları var. Şimdi bu arkadaşlara da diyemeyiz aga 1500 tl para verip motor sürme eğitimi al diye. Desek bile ‘hele wele ware hare’ falan derler anlaşamayız zaten. ‘İstanbul trafiğinden baydım, bir skuter alayım da işe onunla emniyet şeridinden giderim’ ciler var motorcu profilleri arasında. Bu ibnelere biraz soğuğum ben. Motora bir saygısızlık bir sevgisizlik vardır bunlarda. Motorlarını pek sevmezler, araştırmadan etmeden herhangi bir şey alayım da işimi görsün modundadırlar. Diyelim trafik yok oldu ülkede ya da başka trafiksiz bir şehre taşındı hemen satarlar motorlarını arkalarına bile bakmaz bu götverenler. Fena gıcığım bunlara. Bu adamlar eğitim almalı. Motorun hafife alınmayacak bir şey olduğu anlamalılar. Ha motor sürüyor o da aileden değil mi o da kardeşimiz değil mi diyeceksiniz. Ailedenler evet ama tam olarak şöyle bir ilişki onlarınki: Hani akrabayla hiç yüz göz olmayan kendini bir bok sanan üstün gören akrabalar vardır da sadece işi düştüğü zaman gelir görür istediğini almaya çalışır. Sonra yine kayıplara karışır ya. Böyle sevimsiz soğuk suratsız insanlardır hani. Hah tam olarak o adamlar bu adamlar işte. Kardeşimizdir ama olmaz olsun böyle kardeş. Evvelden aklı motora düşmüş, fırsatını bulunca almış, yavaş yavaş başlayıp yavaş yavaş hedef motoruna doğru ilerleyen müthiş mükemmel harika doğaüstü inanılmaz yani benim gibi motorcu profili aıofjkamsf var birde. Bu adamın kesinlikle eğitim alması gerekir. Alacağı motordan kısacak olsa dahi almalıdır. Param yok deme lüksü yoktur. Paran yoksa siktir git motor alma o zaman diyebilirsin buna, hemen tamam tamam gidiyorum der. Üstteki parasız amcadan farklıdır çünkü durumu. Bir de yaşlanınca emeklilik serüveni olarak motor alan amcalar vardır. Bunların da kesinlikle eğitim almaları gerekiyor diye düşünüyorum. Zira yaş ilerledikçe alışma, refleks falan yavaşladığı için en güzeli eğitim alarak temiz temiz binmeleridir motora. Bunlardaki param yok bahanelerine de inanmayın. ‘Emekli olmuşsun parayı nereye harcayacan amcık siktir git eğitim al’ deyin gönül rahatlığıyla, yaşına başına da hürmet falan etmeyin ibnenin yaşla hürmet mi kazanılırmış. Hayır birisi anasının amından senden daha önce çıktı diye ona saygı göstermek zorunluluğu mu var? O değil de ben niye gerginim bugün böyle?

Motor eğitimlerinde ne anlatılır?

Motor eğitimlerinde motor nedir, nasıl sürülür, trafikte nasıl davranılmalıdır, konuları anlatılır. Şimdi anlatmaya motosikletin ne olduğundan falan başlıyorlar hatta yan sehpa nasıl indirilir, orta sehpaya nasıl oturtulur, yatan motor yerden nasıl kaldırılır falan gibi şeyleri de öğretiyorlar ilk kurda ki bunlar ne amına koyim deyip burun kıvrılmamalı. Genelinde de zaten size böyle gelecektir eğitim ama arada sizin hiç bilmediğiniz en az 5-10 şey duyacaksınız ve hayatınızı kurtaracak olanlar bunlardır. Özellikle viraj, frenleme, motosikletin trafikteki konumlaması gibi konular ehemmiyet içermektedir. Mesela çok klasiktir ama viraj alırken dönmek istediğiniz yere bakarsanız çok daha rahat motorla yatabilir ve dönersiniz. Genel felsefe şudur zaten nereye bakarsan oraya gidersin.

virajda döndüğü yöne bakan pilotlar

virajda döneceği yöne bakan pilot

Gördüğünüz gibi profesyonel yarışçılar bile bu şekilde dönüyorlar sen neyin tribindesin? Ne bileyim mesela trafikte araç takip ederken aracın arkasında aracı tam ortalayarak değil de teker izini takip ederek gitmek gerekir. Zira araçlar çukurları veya engelleri oralarlar, bunlarla karşılaşmamak için teker izini takip etmek daha faydalıdır. Daha önce hiç sürmediğin bir yolda ekstra dikkatli ol, yol nerde viraj nerde eğim var mı vs.. gibi konulara ekstra dikkat et. Bilmediğin yolu yeni bir kadınla tanışır gibi incele, tart. Gibi pek çok örnek verilebilir ama gidip yerinde hocalarından öğrenelim bunları lütfen. Benim gibi bir çapulcudan değil.

Eğitim tamam eyvallah ama eğitim cehaleti alır eşşeklik baki kalır kısmına gelirsek eğer güvenli sürüş konusunda söyleceklerimizi tamamlamış olacağız. Bir kere altındaki motoru çok iyi tanımadan hız yapayım oradan geçeyim buraya gireyim yapmamak gerek. En iyi motorcular bile tanımadığı motorda zorlanabilir. Çok normaldir. Motosikletine iyi alış ve neler yapabileceğini yavaş yavaş küçük deneylerle tart. Sonra trafikte saygılı ol. Ama bunu ahlak dersi falan vermek için söylemiyorum. Zaten benim gibi ahlakı bozuk bir itten ahlak dersi alacaksan vay haline. Güvenliğin için söylüyorum. Zira senin altında motor, karşı tarafta araba var. Adam gelir dokundurur, sürter kaza yaptırır sana. Olmaz deme olur. Hatta olmuş al bak.

Ha araçlar çekilmiştir kenara adam arabadan inmiştir o zaman anasını sik o ayrı. Trafiği hep kolla, sağındaki solundaki arkandaki önündeki şoförler gerizekalıymış gibi düşünerek hamle yap. ‘Ordan girecek hali yok’, ‘beni görmüştür herhalde kör değil ya’ diye düşünme. 99 kere haklısındır 1 kere yanılırsın kaza yaparsın. Ayrıca emniyet şeridi babanın sana özel yaptırdığı bir yol değil kullanıyorsan da adam gibi kullan her an bir araba veya araçların arasından başka bir motor gelebilirmiş gibi düşünerek ve ya araçların arasından emniyet şeridine girerken emniyet şeridi dolu olabilir diye düşünerek temkinli git şu arkadaşın durumuna düşme.

yol boş diye kaptırıp gitme. Bak bu adam da beni görür herhalde diyerek giriyor araya.

Motorda korumalık meselesi

İlk önemli kısım güvenli sürmekti motoru. ‘Ben motoru zaten çok güvenli sürerim. Trafikte adam gibi giderim o yüzden de kaza yapmam aga benim korumalık giymeme gerek yok.’ Nah yok işte. Öyle değil o iş. Sen ne kadar düzgün sürsen de senin dışında gelişen pek çok olay var. Ne yaptığını bilmeyen sürücüler var sen dururken gelir vurur sana. Al bir örnek.

Ne suçu var şimdi bu çocuğun? Veya yol şartlarını düşünelim. İlk kez gittiğin, hiç bilmediğin bir yolda zaten çok temkinlik gitmen lazım ama hep gittiğin yolda da birden karşına saçma sapan bir şey çıkabilir ve sana kaza yaptırır. Ya da gidiş geliş yolda kendi şeridinde ilerlerken karşıdan bir anda başka bir motor bile çıkabilir burada olduğu gibi.

Demek ki neymiş güvenli sürüş senin yüzünden oluşacak kazaları engeller. Senden kaynaklı olmayan kazalarda da hayatını kurtaracak şey korumalıklardır. Yani evet o kalın sert rahatsız montları, kaskı, dizliği, ayakkabıyı, sırtlığı göğüslüğü dalaklığı böbrekliği ıvır zıvırı sırf 15-20 sene içerisinde 2-3 kere belki kaza yapabilirim diye giyineceksin canın tatlıysa tabi. Ha bir de ‘çok karizma oluyo lan garılar bitiyor’ diye giyineceksin o tamamen farklı bir mevzu onu başka bir yazıda inceleriz. Ama sonuç olarak giymelisin. Hiç atarlanmaya, heyecanlanmaya gerek yok.

Korumalıklar tamamen kaza anı düşünülerek tasarlanır. Yani korumalık sadece siz kaza yaptığınızda kullanılır ve anlam taşır. Buradan şu çıkıyor, hiç kaza yapmazsan eğer ömrün boyunca yıllarca boşa para verip, boşa o yükü taşımış olacaksın burası doğru. Ama ya kaza yaparsan? Kaza yaparsan ne olur daha doğrusu ne olmuş istatistiklerden doğmuş bir grafiği inceleyerek görelim.

motor kazalarında vücut risk bölgeleri

Dandik bir şablonu bile okuyabilmekten aciz arkadaşlar için özetlemek gerekirse, omuz diz dirsek ve böbrek bölgesi ya da yanlar diyebiliriz, kazada en çok hasarı alan bölgelerdir. Sonra göt, ön diz ve dizden yukarısı ve çok hasar gören bölgelerin yakınları gibi bir bölge 2. Dereceden tehlike altındadır. Geri kalan bölgelerde ön göğüs, karın ve kaval kemiği bölgesi hariç 3. Derece risk taşırken, karın, göğüs, kaval kemiği bölgesi en risksiz bölge gibi görünüyor. Kafaya hiç girmiyorum zira kafa en önemli bölge zaten. Mesela ufak bir darbe bacağınıza bir etkisi olmayabilir ama ters bir şekilde kafaya alınan ufacık bir darbe bile beyni etkileyebilir. Bu nedenle en korunaklı yer kafa olmalıdır.

Peki arkadaş madem bu kadar riskli illaki bunun bir ekipmanı vardır herhalde. Var tabi amına koyim ne anlatıyoruz iki saattir. Ben ilk düşünüp yazmadım bunları seneler evvel adamlar demiş ‘kafaya bişey takak aga bu böyle olmayacak her düşenin kafası karpuz gibi yarılıyor’. Kask bu formu alana kadar ne süre geçmiştir bilmiyorum ama eminim ilk başlarda bu halde değil de ters leğen olsun efenime söyliyim yoğurt kabını ters çevirmeler olsun böyle başlamıştır süreç. Ve bu süreçten kopan parçacıklar, sanat dünyasına sıçradı. Buckethead olarak piyasaya çıktı ajsfhlajknfamf.

buckethead

Kim bu tipini siktiğim diyenler için kendisi ünlü bir gitarist resimden de anlaşıldığı gibi. Ve tüm performanslarını bu şekilde bir maskeyle ve kafasına geçirdiği kfc kovasıyla yapıyor. Neyse konumuza dönelim. Sonrasında da vücut bütünlüğünü koruyucu elbise içine giyilen malzemelere geçilmiştir. Standartlar meselesinden daha önceki yazımda bahsetmiştim. Onu alıp buraya direk kopyala yapıştır yapacağım referans belirtmeksizin zira kendi yazım amına koyim kendi yazımı mı çalamayacağım anasını bile sikerim istersem yazıyı çıktı alır harfleri keser tek tek götüme sokarım.

Standartlar meselesi:

Durumu uzun uzadıya anlatmayıp özet geçen piç olacaksak eğer olay şudur. Yıllar önce her önüne gelen ceketin içine plastiği koyup motor koruyucusu diye satarmış. Ekipman piyasasında at koşturur paraya para demezmiş. Bu piyasadaki parayı gören zenginler demiş ki: ‘ aga öyle bişey yapalım ki bu ekmeği biz yiyelim.’ Sonra bu ota boka standart getiren avrupa ‘buna da bir standart koyalım, koy gitsin amk’ tripleriyle korumalarda bir standart getirmiş. Sene 1998. Böylece EN-1621 standartı çıkmış. Sonra daha da zenginler demiş ki: ‘lan ben daha sağlam üretiyorum aynı damgayı vuruyorsunuz bana, benimki daha şekilli olsun daha çok paraya satacam demiş.’ E avrupa durur mu yapıştırmış standartı. Böylece de EN-1621-2 yani level 2 standartı getirilmiş. Sene 2003.  Bunları yaparken tabi bir matematiği olması lazım işin. Matematiği de şöyle oluyor. Bir koruma 50 joule gücündeki bir darbeyi maksimum 18 kN olarak iletmesi gerekiyor. Eğer bunu başarıyorsa EN-1621 standardına uygun bir koruma oluyor. Eğer maksimum 9 kN olarak iletiyorsa bu sefer EN-1621-2 olarak uygunluk veriliyor. İşin matematik kısmı da budur. Yani sonuç olarak 2. Level bi koruma sahibiysen az darbe alırsın arkadaş. Paran varsa burda da az darbe alıyorsun. Paranın amk.’

Koruma ekipmanlarını tek tek inceleyecek olursak:

Kasklar

Motorda kask en çok kullanılan, ilk satın alınan koruyucu ekipmandır. Bazı yarak kafalılar koluna takıp gezdirse de kafaya giyilir. Yasalarımızda kask takmak zorunludur. Aslında yasalarımızda ‘koruma başlığı’ diye geçiyor yani bere taksan ‘bu da başlık amına koyim’ diye itiraz etsen kimse de diyemez ki aga bu ne. İlgili madde bu: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin 150. maddesinin (a) bendinde “78/1-b” “Üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin ve yolcuların koruma başlığı kullanması zorunludur. Bu madde hükmüne uymayanlar 62,00 TL para cezası ile cezalandırılırlar”. Yani yasalarca da zorunlu kılınmış bir güvenlik önlemi kask. Kask takacaz peki ama nedir bu kask. Nasıl olmalıdır?

Kask kafanı korumaya yarar aga ceza yazmasınlar diye takılmaz. Ha harleyci ağabeylerimiz vardır onlar nazi kaskı takarlar, sons of anarchy dizisinde sürekli taktıkları gibi.

sons of anarchy nazi kaskları

Bu kask kazada korur mu? Eh işte yüzde 10-15 koruma sağlar diyelim. Ama ceza yemezsin ve harleyci namına bok sürdürmezsin o olur. Yarım kasklar vardır şu şekil:

vespalı kız

Genelde vespa marka skuter sürenlerde görülür. Pembesini giyen kızlar öpülesi olurlar. Koruma konusunda ben pek güvenemiyorum bunlara açıkçası zira ağzın yüzün direk ortada falan korkutuyor beni. Ben de skuter süren adamım ama bunu kafama takıp gezmeyi hiç düşünmedim açıkçası. Çok fazla tavsiye etmiyorum. Sadece güzel yüzlü kızların motorda yüzlerini görebilelim diye takmalarını isterim o kadar. Kimseye tavsiye etmem, sevgilime de giydirmem. (kendime not: sevgilime giydirmem ne amına koyim ya mini etek muamelesi yapmışsın kaska bro.) Off road kaskı diyebileceğimiz şu çeşit bir kask modeli vardır.

offroad kaskı

Amarikalıların tabiriyle ‘dirt bike’ sürenler kullanır bunları genelde. Biz de cross motor denilir diyeceğim yine türkçe olmadı, arazi motosikleti diyebiliriz türkçe olarak. Açıkçası görüntü ve koruma olarak güzel kasklardır. Kalitelisini aldın mı kazada tam koruma sağlar. Full face dedikleri tam kapalı kasklar aslında en ideal, en güvenli, en güvenilir kasklardır. Şu şekildedirler. Hatta bizzat benim kaskımdır.

tam kapalı kask full face kask

Bir de bunların gavurların tabiriyle flip up, bizim deyimimizle çeneden açılır kask modelleri vardır.

flip up çene açılır kask

Kapalı halde tam kapalı bir kask işlevi görürken istenildiği zaman açılıp yarım kask moduna girilir. Ama açıkçası güvenlik konusunda bir tam kapalı kask değildir. Kaza anındaki açılma ihtimali pek güven vermemektedir. Ayrıca rüzgar sesi yalıtımı konusunda başarısız olurlar genelde. Çenesini açıp kullanmak da doğru değildir zira kaza esnasında kafanda kask olup çeneni kırarsan çok üzülürsün, demedi deme.

Kasklardan en büyük beklenti sağlam olmasıdır fakat bunun yanında başka konularda vardır. Mesela rüzgar sesi konusu vardır ki ciddi bir akışkanlar mekaniği ve akustik konuları işin içine girer. Rüzgar sesi az alan kask değerli ve kıymetlidir. Zira yarış motorları 150-200 km hıza çıkabilmektedir ve kaskın, rüzgarı yarıp geçerken nasıl bir tepki vereceği önemlidir. Rüzgar sesi dışında giyildiğinde rahat olması, vizör mekanizmasının ve genel malzemenin kaliteli olması, içinin çıkarıp temizlenebiliyor olması, hava girişlerinin yeterli olması, buğu yapmaması gibi özellikler kasklardan beklenen diğer özellikler olarak sıralanabilir.

Ülkemizde pek çok kask markası mevcuttur ve satılmaktadır. En babaları arai, shoei, shubert olmakla birlikte suomy, nolan ve agv de güzel kasklardır. Bunun dışında nitronun 5 yıldızlı 200 liralık aikido kaskını da alabilirsiniz, genelde ülkemizde yaygın olarak ls2 markası satılıyor ama ben açıkçası ekipman alırken paraya kıyılmasından yanayım. 10 liralık motor alıp 1 liralık ekipman alacağına 7 liralık motor al 4 liralık ekipman al mantığındayım.

Mont:

Kasktan sonra ilk alınan şeylerden birisidir. Motor montunun omuzlarında korumalık olduğu için böyle adamı bir üçgen gösterme, bir geniş omuzlu yapma olayı vardır. Ayrıca monttur hem sıcak tutar hem de omuz ve dirseği korur. Efektiftir. O nedenle mont almak gerek değince hiç bir motorcu itiraz etmez fazla. Bu tarz ekipman satan zengin piçi markaları olarak: dainese, alpinestar örnek gösterilebilir. Orta seviye ama yeterli bir marka olarak da revit i söyleyebiliriz.

Eldiven:

Eldiven genelde sıcak tutsun diye kullanılır ama olayı çok farklı tabi. Düştüğünde ilk ellerini yere korsun. E motorda düştüğünde sürüklenme diye de bir olay var. Elini yere koyup sürüklenirsen bir daha o elle ne bardak tutabilirsin ne sikini tutabilirsin. Ellerimiz zaten gereken değeri görmüyor bari eldiven takılsın şu amına kodumun motoru kullanılırken. El kadar değer görmeyen bir organ yoktur herhalde vücudumuzda. Hiçbir zaman hakettiğini alamamış bir organdır el. Sike ama göte memeye gereğinden fazla ilgi varken el hep itelenmiş, örselenmiştir. Şimdi elinizin bir motor kazasında asfalta sürtünüp içinin tamamen yara, asfalt yanığı olduğunu ve bir daha hiçbirşeyi kavrayamayacağınızı düşünün. El en sağlam cinsel organdır lan. Hayır burda otsbir muhabbeti yapmayacağım bi saniye. Meme ne zaman anlam ifade eder adama? Dokunduğun zaman değil mi? Olm elinin içi yanmış diyorum bak bir daha dokunamayacaksın, hissedemeyeceksin memeyi. Meme lan memeden bahsediyoruz kendimize gelelim. Hadi meme sorun değil ben duygusalım romantiğim diyorsan o zaman sarılmanın tadı olmaz, el ele tutuşma diye birşey yok. Sevdiğin insana dokunamayacaksın falan. Daha nasıl anlatayım ellerine hakettiği değeri ver, eldiven tak.

Dizlik:

Diz de bahsettiğim gibi en riskli bölgelerden ve kazalarda en çok zarar gören yerlerden birisi. Fakat motorcular için sorun işte burda başlıyor. Zira kask tamam, mont tamam, eldiven de takılır ama dizlik biraz fazla gelir herkese. Zira dizliği taşımak, motordan indikten sonra biryerlere sokmak derdi vardır. Kaskı elde taşırsın, eldiveni kaskın içine sokarsın, montta zaten seksi gösteriyor onda da sorun yok ama dizlikle yürüsen yürünmez, biçimsiz birşey zaten çantaya koysan koyulmaz falan hep sıkıntı. Bu nedenle birincil derecede önlem alınması gereken yer iken göz ardı edilir hep ama kesinlikle dizlik giyilmelidir motor kullanırken.

Ayakkabı – bot:

Şimdi o şablonda yok ama ayak özellikle ayağın yanındaki o sivri kemik kısmı bilhassa bizim ülkemizde çok risk altında. Türkiyedeki motorcular olarak trafiğe her ne kadar bok atsak da biz de adam gibi sürmüyoruz açıkçası. Şimdi aralardan derelerden geçerken trafiğe ve kaldırıma çok yaklaşılan anlar oluyor. O anlardan birinde ani bir hareket olsa motor kaldırıma sürtse senin de ayağının o kemiğini sıyırır ve o kaldırım törpüler o kemiği alimallah. Fakat ayakkabı veya botlarda görüldüğü gibi o kısımda koruma vardır ve bu bölgeye koruma sağlar. Ayrıca vitesli motorlarda vites arttırmak için ayakkabının üst kısmı kullanılır. Uzun kullanımlarda normal bir ayakkabının bu bölgesi aşınırken motosiklet ayakkabılarında bu bölgeler ekstra desteklenmiş bölgeler olup aşınması engellenmiştir. Örnek resim olarak şuan uçakta bana gelmekte olan ayakkabımın resmini koyayım. Alpinestars s-mx-2:

Alpinestars S-MX 2

Böbrek kuşağı:

Yine bu şablonumuza göre böbrekleri ve beli çevreleyen bir kuşak alındı mı en riskli bölgeler korunmuş oluyor. Böbrek kuşağı da şu şekil birşey olup son parçamızı tamamlayan korumalık oluyor.

Şimdi iş artık bokunu çıkarmaya geliyor yavaş yavaş ama bunun da tabi sınırları var. Yani eğer 1000 lik race sürüyorsan, 200 yapmadan rahat edemiyorum diyorsan sırt korumalığı göğüs korumalığı, boyun korumalığın hatta direk yarış tulumun üstünde olmalı. Bu adam için bokunu çıkarma diye birşey yok. Ama benim gibi skuter süren ortalama 40-50 ile seyahat eden bir adam da full body armorla gezmesi abartı olur biraz. Ha giyene adam deriz, helal olsun deriz ama biraz abartı gibi geliyor bana ki kimse uğraşamaz zaten onla. Ama cross motorunu alıp dağ bayır akacağım diyen adama giydireceksin o full body armoru.

Yağmurlu soğuk şartlar için ve tam ekipman bir giyim için Barkın abinin şu yazısını da okumanızda fayda var.

Herşey bir yana bırakıp biraz motosiklet kaza videosu izleyecek, erman hoca gibi pozisyonları yorumlayacağız. Bu esnada çarpma dışında önemli bir kaza durumu olan sürüklenmeyi de göreceğiz konuşacağız.

Dönen arabayı kontrol etmeme yüzünden meydana gelen kazalar:

Şimdi bu 2 videoda izlediğimiz 3 kaza en klasik kaza şeklidir. Motorlar genelde araçları tam arkadan değil yanlarından takip ettikleri için araçlar dönüş yapar veya şerit değiştirirken fazla dikkatli değillerse kaza yapılır. Burda sorumluluk motor sürücüsüne düşüyor. Motor sürücüsü ne yapmalı? araçların dönme ihtimalleri olan yerlerde motor sürücüsü fazladan bir özen gösterip yavaşlamalı ve araçların hareketlerine dikkat kesilmeli. Bunlarla uğraşamam diyorsa kavşak, sokak girişleri vs.. gördüğü zaman araçların arasına girip normal araç gibi tam arkadan takip etmeli trafiği. Bu şekilde bu klasik kazadan kurtulmuş olunur.

Araçlara yakın gitme, kapı açılması olayı:

Park halindeki araçların yanında geçerken çok dikkat etmek gerekir. Millet öküz değil ya kapıyı açacak diye düşünmemek lazım zira millet öküz. Zaten şöyle bakalım olaya 1000 hatta milyon kere bir aracın çok yakınından geçiyorsun ve kapısı açılmıyor. Millet öküz değil tamam açmıyorlar zaten ama milyonda bir bile bir ihtimal yok mu? Var. Sen de milyon tane arabanın yanında geçiyorsun birisi illaki açacak diye düşün. Bak zira açmışlarda.

Trafikte apaçilik:

Trafikte apaçilik yapmak eğlenceli olabilir fakat kaza yapma ihtimalinizi de ‘yüzde baya bi çok’ arttırır. Araçların arasından slalom yapan olsun, motora ters binip sürmeye çalışan olsun, motoru tekere getirenler olsun kaza yapma ihtimalleri yüksektir.

Kazada sürüklenme olayı:

Kaza esnasında darbe almanın dışında bir de sürüklenme sürtünme olayı vardır. Asfalt zalımdır asfalt yakar aga. Fakat deri, kevlar gibi malzemeler bu sürtünmeyi vücuda geçirmeden emebilmektedir. El konusunda da demiştim ya eldiven şart sürtünürse yalan olur diye şimdi alttaki videoyu izleyelim.

Öncelikle motor sürücüsü tam ekipman olmasından dolayı takdirimizi topluyor. Zaten düştükten sonra kendisini de kolayca topluyor. Değinmek istediğim konu düşüp sürükleniyor ve dikkat ederseniz bir yerinde direk neredeyse elinin üstünde sürükleniyor. Eli yerde hızlı bir şekilde ilerliyor. Eldiven olmasa o el mefta. Şu videodan da sürüklenmenin ne kadar uzaklara olabileceğini adamın kaza yerinden ne kadar ileride durduğuyla anlayabiliriz.

Kaskı adam gibi takmak:

Kask sadece kafaya geçirildiğinde iş bitmez. Kaskı bağlamak lazım. Bağlamazsanız hiç bi sikime yaramaz o eski parayla milyar verdiğiniz kask. Videoyu dikkatle izlerseniz kazada adamın kaskının nasıl fırladığını görebilirsiniz.

Gereksiz araç aralarına dalma:

Daha hızlı gideceğim diye olmayacak yerlere kafayı fazla sokmamakta yarar var. Her delikten de geçemeyiverin ya da bir gün şu hale gelmeyi göze alın.

Aşırı hız kazaları:

En fecisi bunlardır. Böyle bir kaza yaptın mı ölme riski çok yüksektir. Olur olmadık yerde aşırı hız yapmayın. Altınızdaki motor 250 yapıyor diye redline görmek zorunda değilsin. Çok meraklıysan siktir git pistte gazla. Kimsenin şu halini görmek istemeyiz.

Bunların hepsi bir kenara anlatıyorsun ediyorsun da bilmeyenadam ne yapıyor pezevenk diyecek olanlar için sanane yarraaaaam demek istiyorum ama yine de özet geçeyim. Ehliyetimi alıp, vitesli motora geçtikten sonra hondanın sürüş okuluna katılmayı düşünüyorum. Ama biliyorsunuz bu sürüş okulu tam olarak ebesinin amında olduğu ve tam gün eğitimler falan olduğu için tek çekilmez haliyle. O yüzden yanıma iri göğüslü seksi bir arkadaş bulup minimum 2 kur eğitim alacağım. Ekipmanlarım da dizlik, böbrek kuşağı ve ayakkabı olarak yolda geliyor.

Yani demem o ki sözün özü; adam olun ve motorunuzu her an bir yerlerden dört tekerli bisikletiyle size hayran hayran bakacak olan sevimli bir çocuk çıkacakmış gibi sürün.

18 thoughts on “Motorda güvenli sürüş, Korumalıklar ve Kaza konuları

  1. tayyar dedi ki:

    Patron güzel bir yazı olmuş emeğine sağlık…
    Bir – sana sevgili mi yok takma kafayı amk
    İki – hocam bu honda’nın eğitimleri vitesli motorla diye biliyorum tek o düşündürüyor beni
    Üç – bu arada ben o “trafikten sıkıldım, emniyet şeridinden skutır’la giderim işe” gurubundayım sanki, ehuhe… Tamam tamam ciddi olalım…

    • bilmeyenadam dedi ki:

      1- bana sevgili çok evet, sağolasın hocam
      2- evet vitesli motorlar hatta cbf 150 ler.
      3- acil grubu değiştirmen dileğiyle

      • Barış dedi ki:

        Dostum çok güzel bir derleme olmuş eline sağlık 🙂 Hondanın Güvenli sürüş 1 eğitimine bende katıldım şiddetle tavsiye ederim bisiklet dışında 2 teker hiçbirşey kullanmamıştım bu eğitim öncesi acaba vitesli kullanabilirmiyim derdim
        inan zor değil aklı başında, bilinçli herkesin eğitim alması şart! eğitim sonunda motor kullanmanın, motora binmeden kontrolünden tut hareket edip park edene kadar herşeyin teknik ve kurallardan oluşan, ihmal veya dikkatsizliğe yer olmayan bir olay olduğunu anlıyorsunuz. henüz motor almadım ama baharda alıcam ekipman alma olayına başladım çizme ve eldiven kaldı araştırıyorum 🙂

      • bilmeyenadam dedi ki:

        Hocam en motorcu adamsın şuan. Ben eğitim almadığım için sürekli bi eziklik hissediyorum açıkçası kesinlikle gitmek gerek. Umarım en kısa sürede alırsın motorunu. Yazın biraz daha pahalı oluyor kışın uygun motor düşürüp alırsan iyi.

  2. volkan dedi ki:

    eline, dilini,taşşağına sağlık mirim.

  3. sanal06 dedi ki:

    Cok guzel anlatmissin bunu egitim veren yerler bile vermezler botlari nerden almistin gule gule kullan emegine saglik…

    • bilmeyenadam dedi ki:

      Botları amazondan aldım. Bugün ulaştı bana, hemen çıkıp deneme sürüşümü de yaptım. Yağmura yakalandık ama ekipmanlarımdan acaip memnun kaldım. Haftaiçi zaten yeni gelen ekipmanların resmini cismini fiyatını falan filan paylaşacağım.

      Güzel sözler için teşekkürler.

  4. Ahmanamra dedi ki:

    Güzel yazmışsın en azından teknik vıdı vıdıdan uzak yaparsan ekime yapmazsan sikime vurgusu belki daha iyi anlatır anlamayan dallamalara.

  5. Dach dedi ki:

    güzel olmuş yine emeğine sağlık bro
    … da amk malları hakikaten acaip sinir bozucu, ben taksiden inerken bşle kapıyı açmadan omzumun üstünde bakıyorum gelen yaya var mı diye . herkes degl ama bu şerefziler her yerde var maalesef videoların batı dan oldugunu görunce…
    ha bir de dönüş deyince 😀 buyur Casey emmi ;

  6. keshishadam dedi ki:

    Bot gerçekten çok güzel gözüküyor. Ben de Sidi Apex’i gözüme kestirdim. Ama üstat bu tarz botlar normal numaraya göre daha dar kalıp mıdır? Yani bir numara büyük mü almak icap eder?

    • bilmeyenadam dedi ki:

      Hocam yazımı hazırlıyorum aslında orda da bahsettim, benim ayağım 42 numara civarı bir ayak. 42 numara sipariş ettim laaaaaap diye oturdu ayağıma. Numaran neyse onu almanı tavsiye ederim.

  7. Gürkan dedi ki:

    hocam emeğine sağlık. Yarraaan 4köşe olsun…

  8. çükübik dedi ki:

    Allah 4 memeli gacılar nasip etsin, güzel bir yazı olmuş.

Yorum bırakın

Radyo Yayını

Radyo yayınlarına başka mecralarda devam edeceğiz. Şimdilik bir süre ara verdik. Mümkün olursa daha iyi yerlerde yayınlara devam edilecek.

Bu ses bitmez!

Öpüyorum sizi.

Enter your email address to follow this blog and receive notifications of new posts by email.

Diğer 991 aboneye katılın

ARŞİV